Zaten çocukluğumuzdan başlayarak bütünlüğümüzün zarar gördüğü travma yaşamaya ve ağır durumlara sahibiz. Hepimiz bir zamanlar, gerçek bir seçim yapmadan sıkışıp kaldığımı hissettik. Gözlerimizi kapatıp sessiz kalmalıydık. Az sayıda insanın bildiği şey, acı verici ve tatsız bir deneyim ile olumlu olarak başa çıkamadığımız zaman, onu bedenimizde izole eden ve kristalize eden bilinçsiz bir savunma mekanizmasını harekete geçirdiğimizdir. Zamanla diğerleri, organlar veya eklemler gibi vücudun sınırlı bölgelerinde gizlenen düğümler veya enerji blokları olarak adlandırdığımız şeyi toplar ve yaratır. Burada, örneğin, korku öfkesi ve üzüntü hastalığa hayati akışı sınırlar.
Neyse ki, bu kayalar bir insanın inançlarının ve zihinsel kalıplarının sağlığı ve refahı üzerindeki etkisinin farkına vardığında dağılır. Sonra duygusal, duygusal, fiziksel ve zihinsel alanı yeniden dengelemek için yeni bir yol başlar.
Biyoenerjetik bir operatör bu işlemi hızlandırabilir. Batı tıbbı hala bu bozuklukları tanıma ve açıklamada birçok zorluk yaşamaktadır. Amerika, İngiltere ve İsviçre gibi bazı ülkelerde, biyoenerji operatörleri zaten hastanelerde işbirliği yapıyor.
Bir seanstan sonra, bireyin battığı hastalığın miktarına ve ciddiyetine bağlı olarak, günlerce sürebilen fiziksel ve duygusal bir rahatsızlık dönemi yaşayabilir. Örneğin ateş semptomları, ama aynı zamanda ağlayan, aşırı öfke ve garip rüyalar görülebilir ... İşlerin hareket ettiği ve kişinin geçmişin hayaletlerini metabolize ettiği, şimdiki zamana yer açtığının kanıtı.
Sonunda tekrar harekete geçirilen hayati enerji sadece sağlığı güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda yaratıcılığı, yaşama sevincini ve özgüvenini besleyecektir.